Parçalı bulutlu
  • EURO
    Warning: number_format() expects parameter 1 to be float, string given in /home2/u5973906/public_html/wp-content/themes/wphaber/header.php on line 129
  • DOLAR
    Warning: number_format() expects parameter 1 to be float, string given in /home2/u5973906/public_html/wp-content/themes/wphaber/header.php on line 133

İletişim Başkanlığı ne için var?

Manşet - 14 Temmuz 2020 00:35 A A

CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat’ın Kaleminden

 

Başkanlık sistemine resmen geçmemizin ardından tam 2 yıl geçti. Tüm sorunlarımıza çare diye anlatılan yeni rejim, özellikle ekonomide yıkım getirdi. Tek Adam Rejimi ekonomiyi tarumar etti ancak becerikli olduğu bir konu var; Hazine’den yüzlerce milyon lira harcamak pahasına ülke gündemini manipüle edebilmek…

Düşünün ki, sadece 2019’da Tek Adam Rejimi’nden önce bulunmayan bir kurum olan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na 344 milyon 531 bin lira ödenek tahsis edildi. Ancak bu para “İletişim” için yeterli olmamış olacak ki, Fahrettin Altun’un başında olduğu kurum yıl boyunca 418 milyon 921 bin lira harcadı. Halkın sağlığıyla uğraştığı bu yılın ilk 5 ayında bu kurumun harcadığı para 155 milyon 756 bin liradır. Halkın gerçek gündemini manipüle etmekten başka ne yapar bu kurum? Mesele Türkiye’nin tanıtımıysa Kültür Bakanlığı’nın görevi nedir? İcraatlara ve kurumun başındaki isim Fahrettin Altun’un gündemine taşıdığı sorunlara bakılırsa kurumun asıl amacı ülke gündemini iktidarın işine gelecek şekilde yönlendirmek, bunun için algı oluşturmak. Bu kurum ve yönettiği medya imparatorluğu olmasaydı neleri konuşuyor olurduk şöyle bir göz atalım.

Halkın tam anlamıyla can derdinde

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) diyor ki, bu ülkede 3 milyon 971 bin kişi iş aramasına rağmen bulamıyor. Ülkede ümidi olmadığı için iş aramayanların sayısı son 1 yılda 2’ye katlanarak ölçüm tarihinin rekorunu kırmış ve 1 milyon 174 bine yükselmiş. DİSK’in üyeleriyle yaptığı “Covid-19 işçileri nasıl etkiledi” saha araştırmasına göre işçilerin yüzde 40’ı öncekinden daha ucuz besinlere yönelmiş durumda, yüzde 82’si işini ve sağlığını tehlikede hissediyor, yüzde 63’ünün ise gelir akışı kesilse 1 ay dahi geçinebilecek birikimi bulunmuyor.  Türk-İş diyor ki, haziran ayı itibariyle 4 kişilik bir ailenin sağlıklı beslenebilmesi için gereken aylık asgari gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2 bin 431 lira. SGK verilerine göre ise bu ülkede yaklaşık 10 milyon kişi asgari ücret civarında gelir elde etmektedir.

Bunlar ülkedeki istihdamın yüzde 70’ini oluşturan ücretli çalışanların genel görünümüydü. Esnafın da bundan farksız sorunları yok. 83 milyonluk ülkede 21 milyon icra dosyası var. Bebekler de dahil edildiğinde ülkede her dört kişiye 1 icra dosyası düşüyor. 2019 itibariyle ülkede 18 yaşın üzerinde olan her 10 kişiden 7’sinin borcu bulunuyor. Salgın koşullarında ise bu tutarın arttığı biliniyor. Bankalararası Risk Merkezi verilerine göre Mart ayında ilk kez ihtiyaç kredisi kullanan 114 bin kişi bulunuyordu. Bu sayı Nisan’da 8 katına çıkarak 920 bini buldu. Konut kredisi deseniz, farklı bir tablo çıkmıyor. Halkın çektiği konut kredisi faizi düştü ama bu sefer de ev fiyatları uçtu, parayı banka yerine müteahhidin cebine koymaya başladık.

Hepimizin alın teri iç ediliyor

Hazine de tam takır, uçuruma sürükleniyor. Başkanlık sisteminin yürürlüğe girdiği 2018’in ikinci yarısında 296,1 milyar lira net borcu bulunan kamunun 2020’nin ilk çeyreğinin sonundaki net borcu 782,2 miyar lira. Bunlar Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın kendi verileri. Üstelik bu borçlara paralel Hazine olan Varlık Fonu borçları dahil değil. Onun ne kadar borcu var derseniz, bilmiyoruz, konuya ilişkin soru önergeleri, “ticari sır” denerek geçiştiriliyor. Geçen hafta Hazine aldığı borçlara karşılık ödediği borçlara ilişkin verileri yayımladı. Anlaşıldı ki Ocak-Haziran arasında hepimizin vergileriyle finanse edilen Hazine vadesi gelip ödediği borçların yüzde 196’sı kadar yeni borç aldı. Aynı dönemde 17 milyon ücretli çalışanın maaşından 50 milyar liraya yakın gelir vergisi kesintisi yapıldı.

Buna karşılık gün geçmiyor ki yeni bir yolsuzluk haberi duymayalım. Tüm kamu ihaleleri 4-5 müteahhite hazineden sağlanan garantilerle veriliyor. 3 liraya yaptırılacak işler, pazarlık usulüyle adını sıkça duyduğumuz şirketlere 5 liraya yaptırılıyor. Arada fazladan ödenen 2 liranın diyeti ise iktidarın vakıflarına ödeniyor.

Saray’ın gündemi kendi koltuğu

Bunlar halkın gerçek gündemi. Ancak kamu bankalarından verilen kredilerle iktidarın emrine alınan medya imparatorluğu sayesinde bu gündemin konuşulması engelleniyor. Son 2 ayda hükümetin gündeminde ne vardı?

14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İş Bankası’nın Hazine’ye devir işini 10 gün içinde bitirin” dediğini öğrendik. Aradan 2 ay geçti, yakın zamanda tekrar ısıtılmak üzere rafta bekletiliyor. Sonraki hafta beyefendinin Ali Babacan’la polemiği gündemdeydi. Hemen ardından Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi gerektiği Saray’ın gündemine alındı. Bu süreçte sık sık halka seslenen Cumhurbaşkanı Ayasofya’yı siyasete açtı. Yetmedi, halk can derdindeyken kıdem tazminatının fona devredilmesi Saray’ın meselesi oluverdi. Tüm işçi sendikaları yasaya karşı çıkarken Erdoğan, sanki memleketin böyle bir gündemi varmış gibi “işveren sendikaları, işçi sendikaları bir araya gelin bu konuyu kendi aranızda halledin” diye çıkıştı Haziran’ın sonunda. Temmuz’a ise Erdoğan’ın öfkesini cezbeden baro düzenlemesiyle girildi. Bir sabah uyandık ki, ülkede birden fazla baro olması gerekmiş, bunun için hükümet temsilcileri birer birer konuşur olmuş. Arada sırada AKP milletvekillerinin ve hükümet temsilcilerinin durup dururken LGBTİ yurttaşları hedefe oturtması da son derece profesyonel. Bir anda Netflix dizilerini konuşmaya başladık. Temmuzun ikinci haftasında ise sosyal medyanın fişi çekilecek mi yoksa çekilmeyecek mi bunu konuşuyoruz.

Ve işin en çarpıcı kısmı tüm bu manipülasyonlar yine halkın cebinden çıkan paralarla, tek bir merkezden yönetiliyor. Hal böyleyken “AKP ile halkın gündemi aynı mı?” diye hepimizin düşünmesi gerekmektedir.

 

Manşet - 00:35 A A
BENZER HABERLER

HABER LİSTESİ

  • 01
    CHP FATİH’İN TEK BAŞKAN ADAY ADAYI UMUT GEZİCİ
    HABER: ENGİN BELLİ   2024 Mahalli İdareler Seçimleri öncesi CHP Fatih İlçe Örgütü’ne yapılan müracaatlar 5 Aralık itibariyle sona erdi. Belediye Başkan Aday Adayı olarak müracaat eden tek isim ise Fatih’in Öz Evladı, CHP Emektarı, İş İnsanı Umut Gezici oldu.   FATİH’İN UMUDU VAR ÇÜNKÜ FATİH’TE UMUT GEZİCİ VAR!   CHP Fatih İlçe Başkanlığı’na gidip […]
  • 02
    AK PARTİLİ VE CHP’Lİ BELEDİYE MECLİS ÜYELERİ GAZETECİ BELLİ’Yİ TEBRİK ETTİ
    İstanbul Manşet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Gazeteci Engin Belli geçtiğimiz ay Sultangazi’de heimlich manevrası yaparak boğazına simit parçası kaçan 14 yaşındaki özel ilgiye muhtaç engelli bir çocuğu boğularak ölmekten kurtarmıştı. Olay anına dair insanı müdahale sosyal medyada ve ana haber bültenlerinde gündem olmuştu. İşte bu görüntüler sonrası Sultangazi Belediye Meclisi’nde CHP Grup Sözcüsü Erol Odabaş oturumda […]
  • 03
    CHP’Lİ TAN MECLİS ÜYESİ ADAY ADAYI OLDU
    HABER: ENGİN BELLİ   CHP Sultangazi Belediyesi Meclis Üyesi Yarcan Tan başarıyla yürüttüğü görevini yeni dönemde de sürdürmek için 2024 Mahalli İdareler Seçimleri için yeniden partisinden Meclis Üyesi olabilmek için Aday Adayı müracaatını gerçekleştirdi.   CHP Sultangazi İlçe Başkanlığı’na giderek başvuru formunu İlçe Başkanı Kemal Avseren’e teslim eden CHP’li Yarcan Tan’a İlçe Yönetim Kurulu ve […]
  • 04
    MECLİS ÜYELERİ SADECE KUTLAMA VE ANMA YAPTILAR
    HABER: ENGİN BELLİ   Sultangazi Belediye Meclisi’nin Aralık ayı ilk oturumunda önemli gün, hafta ve tarihlere dair kutlama, anma yapılırken gerçekleşen olaylara dair söylemlerde bulunuldu.   Oturumda ilk sözü CHP Grup Sözcüsü Erol Odabaş aldı. Odabaş sözlerine İstanbul’da hissedilen Gemlik merkezine değinerek başladı. Odabaş sözlerine bir dizi anma ve kutlama ile devam etti. CHP’li Yarcan […]
  • 05
    BAŞKAN ANLAMADI CHP’Lİ TEKNİK İSİM YEŞİLYURT CEVAPLADI
    HABER: ENGİN BELLİ   Fatih Belediyesi’nin Aralık ayı oturumunda CHP’li Meclis Üyesi Fatih Sarmusak söz aldı ve Dünya Miras Alanı’nda kalan kimi yapılar için konuştu. Sarmusak özetle şöyle dedi: “Gerek insanların sağlam binada oturabilmesi gerek sonrasında bir hukuksal sıkıntı çıkmaması için Dünya Miras Alanı içerisinde kalan yapıların uygun olanlarının kamu vicdanı ve tarihsel gerekçeleri göz […]